14 Ocak 2008 Pazartesi

ASTIM BRONŞİT SEBEPLERİ NELERDİR?

Hava kirliliği,allerjen ve kimyasal maddelerle çok fazla temasta bulunmak ve bunları teneffüs etmek,genetik yatkınlık,sigara içmek,sık sık üst ve alt solunumyolları infeksiyonu geçirmek astım bronşitin en sık sebepleri arasındadır.Fakat bazende bu nedenlerin hiç biri olmaksızın,çok temiz havası olan bir yerde yaşayan kişilerdede astım olduğunu görüyoruz. Günümüzde astım hastalarının sayısında çok hızlı bir artış görülmektedir.Bunda şehirleşme ve hava kirliliğinin etkisi çokbüyüktür.Yine sigara içen popülasyonda,içmeyenlere göre astıma yakalanma riski çok yüksektir.Mobilya sanayi gibi tiner ve toz içeren ortamlarda çalışanlarda,yada tekstil sektörü gibi tozlu ortamlarda çalışanlarda ve boya sanayii gibi kimya sektöründe çalışanlarda risk daha yüksektir. Özellikle çocuklarda tekrarlayan solunum yolları enfeksiyonlarını takiben astım bronşit gelişimini çok sık görmekteyiz. Çiçek polenlerine ve doğadaki allerjenlere çok sık maruz kalmaktaastımı tetikleyici etki yapmaktadır.

astım bronşitin tedavisi

Astım; hastalık çok ilerleyip geri dönüşümsüz safhaya girmediği sürece kolaylıkla kontrol altına alınıp tedavi edilebilen bir hastalıktır. Astım tedavisinde kullanılan ilaçlar temel olarak solunum yoluyla alınır ve bu ilaçlar 2 grupta ele alınabilir. Birinci grupta semptom giderici yani hastayı rahatlatıcı ilaçlar yer alır. Bunlar yine solunum yoluyla kullanılan ilaçlardır ve atak belirtileri ortaya çıktığında hekimin önerdiği şekilde kullanılır. Etkileri 1-2 dakika içerisinde başlar ve hastanın nefes darlığı, hırıltılı solunumu, öksürüğü azalır ya da kaybolur. Semptom giderici ilaçların genellikle hastalığı tedavi etme ya da kontrol altına alma gibi etkileri yoktur. İkinci grupta ise hastalığı tedavi eden ya da bir başka deyişle kontrol altına alan ilaçlar yer alır. Bunların büyük bir kısmı solunum yoluyla kullanılmakla beraber tablet yada enjektabl bazı ilaçlar da, gerektiğinde bu amaçla kullanılabilir. Hastalığın seyri ve hastanın yaşam kalitesi temel olarak bu ilaçlar ile belirlenmektedir. Düzenli tedavi gören astım hastalarının büyük çoğunluğunda, astım yaşamı olumsuz yönde etkilemez. Ancak eksik ya da düzensiz tedavi veya bilinçsiz ilaç kullanımı, hastalığın giderek ilerlemesine, atak sıklık ve şiddetinin artmasına ve nihayetinde hastanın sürekli ataktaymış gibi nefes darlığı ve diğer şikayetlerle yaşamasına neden olur. Astım bronşit akciğerlerin kronik bir hastalığıdır.Bütün kronik hastalıklarda olduğu gibi tamamen iyileşmesi söz konusu değildir.Ancak hastalığı kontrol altına alabiliriz ve hastaya daha konforlu bir yaşam sunabiliriz.Bütün astım hastalarında hastalığın şiddeti eşit değildir.Bazı hastalar ilaç kullanmasalar bile sürekli sıkışık değillerdir. Ancak allerjenlerle muhatap olduklarında yada solunum yolu infeksiyonlarını takiben sıkışırlar.Oysa bir kısım hasta sürekli ilaç kullanmazsa hep sıkışıktır;hatta bazen herşeye rağmen hastalığı kontrol altına almak kolay olmaz.Astım bronşit hastalığında korucu tedbirler en az ilaç tedavisi kadar önemlidir. Bütün astımlı hastalara mutlaka grip aşısı olmalarını öneriyoruz. Keza şeker hastalarınada aynı şekilde grip aşısı olmalarını öneriyoruz. Eğer yaşadıkları ortamda hava kirliliği varsa ve sosyal ve ekonomik durumları müsaitse ortam değiştirmelerini öneriyoruz. Yine astım bronşitli hastalar tozlu ve kimyasal madde teneffüs edilen ortamlarda çalışıyorlarsa,ya maske takmalarını yada daha doğrusu şartları müsaitse iş değiştir melerini öneriyoruz.Fakat burada sosyal bir sorun ortaya çıkıyor.Günümüzde iş bulmak kolay değil,çevre değiştirmekte maliyeti olan bir konu.Biz burada tıbbi olarak ideal olanı söylüyoruz. Astım bronşitli hastalar asla sigara içmemeli ve sigara içilen ortamda bulunmamalıdır Fakat biz maalesef pek çok astım hastasının sigara içtiğine tanık oluyoruz ve bunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Astım bronşitli hastalar polen mevsiminde çok dikkatli olmalıdır.Mümkün olduğunca polenlerden uzak durmaya alışmalıdır.Mümkünse fazla dışarı çıkmamalıdır. Evde çiçek bulundurmak, kuş, kedi,köpek beslemek;halıfleks gibi toz tutucu eşyalar bulundurmak astımlı hastalar için sakıncalıdır. Kırsal kesimde yaşayan astım hastaları mümkünse mümkünse ahır ve hayvan gübresiyle temastan kaçınmalı eğer işi gereği zorunlu ise maske takmalıdır. Astım hastaları için kolanya , parfüm ve deterjan kokularıda çok zararlıdır. Özellikle bayan hastaların dikkat etmeleri gereken en önemli şeylerden birisi tuvalet ve lavabo temizliğinde tuz ruhu ve çamaşır suyu kullanmamalarıdır.Bu kimyasallar çok şiddetli astım atağına sebep olabilirler. Astım hastalarında aspirin kullanımı astım atağına sebep olabilir.Bu nedenle kesinlikle kullanılmamalıdır. İlaç tedavisine gelince;yaklaşık son on yılda özel cihazlarla kullanılan kuru toz şeklindeki ilaçlar tedavide devrim yaratmıştır.Bu cihazlar çıkmadan önce acil servisler astım hastaları ile dolup taşardı.Bu inhale kuru tozlar çıktıktan sonra,tedaviye uyum gösteren hastaların acil servislere astım atağı nedeniyle müracaatı büyük oranda azaldı.Tıpkı şeker hastalığında insülin kullanımının artmasıyla şeker komasıyla acile gelenlerin sayısının azaldığı gibi. Bunun dışında yine son yıllarda geliştirilen bazı antiallerjik etkili ilaçlar astım tedavisinde hekimlerin elini çok güçlendirmiştir. Astım hastalarının şunu unutmaması gerekiyor.Tedavi için koruyucu tedbirler bir bütün teşkil ediyor. Birinden birine uymamak tedavinin başarı şansını azaltır.Düzenli ve disiplinli bir tedavi ile astım korkulacak bir hastalık değildir.Doktorunuzla iletişim içinde planlanacak iyi bir tedavi atak sıklığını çok azaltacak ve size iyi yaşam konforu sağlayacaktır.

astım bronşit belirtileri

Belirtileri:* Solunum güçlüğü daha çok geceleri nöbetler şeklinde kendisini gösterir.* Hasta oturduğu veya kurbağa gibi yattığı zaman daha kolay nefes verir.* Bronşial astımda nefes almada değil, nefes vermede güçlük vardır. Bu sebeple akciğerlerde şişme görülür.Ne Yapmalı?* Nefes vermeyi kolaylaştırmak için solunum borularını genişletici ilaçlar verilirken; aynı zamanda hastalığa sebep olan madde veya olay keşfedilmelidir. Astıma sebep olan etki ortadan kaldırıldığı zaman tedavi kolaylaşmakta ve krizlerin önüne geçilebilmektedir.* Varsa iltihabi durumlar önlenmelidir.* Öksürüğü kesmek için tedbir alınmalı, balgam söktürücü ilaçlar kullanılmalıdır.* Hasta sık sık solunum hareketleri yapmalı, bronşların tabiî yolla açılmasına yardımcı olmalıdır.* Yine astıma yol açan alerjik madde tesbit edilmeli, bünyenin bu maddeye hassasiyeti giderilmelidir. Buda aşılarla yapılır.* Saman nezlesi kuru ortamı sevdiğinden, tedavi sırasında hasta nemli bir ortamda bulundurulmalıdırAstımınız kontrol altında olmadığı zamanlarda neler yaşıyorsunuz? Nefes alırken ötme sesi mi çıkarıyorsunuz? Göğsünüzde darlık mı hissediyorsunuz? Çoğu astımlı hasta aşağıdaki klasik semptomların bir veya daha çoğunu yaşar:Ötme Sesi - Nefes verirken çıkan ıslığa benzer ses. Öksürük - Bir türlü kesilmeyen ve geceleri başlayan veya daha da kötüleşen bir öksürükGöğüs Darlığı - Göğsünüzün çevresi halatla sıkılıyormuş gibi bir hisNefes Darlığı - İncecik bir kamıştan nefes almaya çalışıyormuş, hatta hiç nefes alamıyormuş gibi bir his. Özellikle nefes vermekte zorluk. Yukarıda sayılan semptomlar doktorunuzun önerdiği tedavi planına uymadığınız (hatta bazen uyduğunuzda bile) durumlarda oluşabilir.Astımın temel gerçeği şudur: Astım hiç yakanızı bırakmayan sessiz ve sinsi bir rahatsızlık olabilir. Semptomlarınız olmadığı zamanlarda bile hava yollarınız daralmış ve iltihaplı olabilir. Bu yüzden de kendinizi iyi hissediyor olsanız bile astımı sürekli olarak kontrol altında tutmak büyük önem taşır. Tedavi edilmediği durumlarda, astımın uzun vadede akciğer işlevi kaybına yol açtığını gösteren kanıtların sayısı artmaktadır.Astımınız kontrol altında olmadığı zamanlarda neler yaşıyorsunuz? Nefes alırken ötme sesi mi çıkarıyorsunuz? Göğsünüzde darlık mı hissediyorsunuz? Çoğu astımlı hasta aşağıdaki klasik semptomların bir veya daha çoğunu yaşar:
Ötme Sesi - Nefes verirken çıkan ıslığa benzer ses.
Öksürük - Bir türlü kesilmeyen ve geceleri başlayan veya daha da kötüleşen bir öksürük
Göğüs Darlığı - Göğsünüzün çevresi halatla sıkılıyormuş gibi bir his
Nefes Darlığı - İncecik bir kamıştan nefes almaya çalışıyormuş, hatta hiç nefes alamıyormuş gibi bir his. Özellikle nefes vermekte zorluk.
Yukarıda sayılan semptomlar doktorunuzun önerdiği tedavi planına uymadığınız (hatta bazen uyduğunuzda bile) durumlarda oluşabilir.
Astımın temel gerçeği şudur: Astım hiç yakanızı bırakmayan sessiz ve sinsi bir rahatsızlık olabilir. Semptomlarınız olmadığı zamanlarda bile hava yollarınız daralmış ve iltihaplı olabilir. Bu yüzden de kendinizi iyi hissediyor olsanız bile astımı sürekli olarak kontrol altında tutmak büyük önem taşır. Tedavi edilmediği durumlarda, astımın uzun vadede akciğer işlevi kaybına yol açtığını gösteren kanıtların sayısı artmaktadır.Tedavi edilmeyen saman nezlesinden ve akciğer iltihabından sonra sık görülen bir hastalıktır. İnce bronşların daralması şeklinde etki yaptığından hasta soluk verirken zorluk çeker.Astım bronşit, bazı psikolojik rahatsızlıklarla birlikte ortaya çıkabilmekte ve gerçek sebebi bulunamadığı takdirde tedavisi oldukça zorlaşmaktadır.

Astım bronşit Nedir?

Astım, nefes borusunu, bir başka deyişle, hava yollarını – akciğerlere hava taşıyan küçük tüpleri – etkileyen bir durumdur. Astımlı biri, astımı tetikleyen bir şeyle temasa geçtiğinde, hava yollarının duvarları çevresindeki kas gerilerek hava yolu daralır. Hava yollarının yüzeyleri iltihaplanıp şişmeye başlar. Genellikle sümük ya da balgam oluşur. Tüm bu tepkimeler hava yollarının daha daralıp tahriş olmasına neden olur ve astım belirtilerinin ortaya çıkmasına yol açar.Hasta, kriz geldiği zaman soluk almakta zorluk çektiğini zanneder, gerçekte nefes vermekte zorluk vardır. Bunun nedeni de, akciğerlerdeki küçük hava borularının daralmasıdır. Buralardan geçen hava, ıslığa benzeyen bir ses çıkarır, ki buna hırıltı denir. Astım, bir kaç grup nedenden kaynaklanır. Bunların başında da bünye gelir. Yani, bazı kimselerde baş ağrısı ne kadar tabi bir şeyse, diğerlerinde de astım o kadar doğaldır. Bazı kimseler, toz, kıl, yumurta, süt, aspirin, çiçek tozu ve benzeri şeylere karşı hassastırlar. Bu hassasiyet, astım krizleri şeklinde kendini gösterir. Tedavi için, hastayı etkileyecek bu unsurların ortadan kaldırılması yapılacak ilk iştir.
Aşırı heyecan veya korku da astım krizine yol açabilir. Bu gibi durumlarda hastayı sakinleştirmek yapılacak ilk iştir.Bazı kimselerde de, Had Bronşit sonucu astım krizi görülebilir.Kalp yetmezliği de astım krizine neden olabilirAstım hastasıysanız, akciğerlerinizde bulunan hava yollarınız genelde şişik ve rahatsızdır. Nöbet başladığı zaman daha da şişer ve rahatsızlanır. Doktorunuz bu şişme ve rahatsızlıktan “iltihaplanma” olarak bahsedebilir. İltihaplanma, ciğerlerinizden alıp verebildiğiniz hava miktarında azalmaya sebep olabilir.
Daralma ve iltihaplanma; hırıltılı solunum, öksürük, göğüs darlığı ve nefes darlığı gibi semptomlara yol açabilir. Ayrıca, tedavi edilmediği takdirde, astım uzun vadede akciğer işlevlerinin kaybına da sebep olabilmektedir.
Astımınız varsa ve herhangi bir tetikleyiciye maruz kalırsanız, akciğerlerinize giden hava yolları her zamankinden daha çok şişerek iltihaplanır ve nefes almanız zorlaşır. Hava yollarını çevreleyen kasların daralması sonucu hava yolları da kasılır ve mukoza oluşması nedeniyle “tıkanırlar”.
Astım semptomlarınızın alevlenmesine yol açan birtakım tetikleyiciler vardır. Bunların arasında alerjiler, enfeksiyonlar ve eviniz veya ofisinizde maruz kalabileceğiniz kuvvetli koku veya buharlar olabilir. Herhangi bir tetikleyiciye maruz kalıp tepki verdiğiniz zaman, hava yollarınız diğer tetikleyicilere karşı daha da hassaslaşır. Bundan dolayı, astımınızı sürekli olarak kontrol altında tutmanız önemlidir. Semptomlarınızın kuvvetli olmadığı zamanlarda bile hava yollarınız iltihaplı kalabilir.

2 Ocak 2008 Çarşamba

Kronik bronşit tedavisi

Alınması gereken ilk önlem sigaranın bırakılmasıdır. Kronik bronşitin gelişmesinde sigaranın baş sorumlu olduğu genel olarak kabul edilen bir gerçektir. Uzun süre sigara içen bir hasta sigarayı bıraktığında ya da azalttığında özellikle sabah yataktan kalkınca yaşanan sıkıntılı öksürük nöbetleri ve çıkarılan balgamın kısa sürede ortadan kalktığı, solunumun kolaylaştığı ve genel sağlık durumunun hızla düzeldiği gözlenir. Böylece sigaranın kronik bronşit gelişimindeki etkisi, sigara bırakıldığında gözlenen sonuçlara bakılarak kolayca kanıtlanabilir.Hava kirliliği önemli bir sorundur. Çoğu zaman bireysel çözümlerin ötesi-ne taşmakla birlikte, kirli havayı solumaktan özenle kaçınmak gerekir. Solunum sisteminin hava kirliliğine de bağlı olarak gelişen kronik hastalıklarından ölüm oranı son derece yüksektir. Bu durum sanayi merkezleri ve büyük şehirlerden elde edilen istatistik verilerde açık biçimde ortaya çıkar. Bu verilere göre kronik solunum sistemi hastalıklarından ölüm, kalp damar hastalıklarından ölüm oranının ardından ikinci sırayı almaktadır. Bu nedenle kronik bronşit hastalarının havanın kirli olduğu yerlerden uzak durması yaşamsal bir önem taşır. Bu hastalar yılın belirli zamanlarını, özellikle kış aylarında sis görülmeyen, nem oranı düşük, yumuşak ve ılıman bir havası olan bölgelerde geçirmeye özen göstermelidirler. Bronşitin yinelenme ve kronikleşme eğilimi gösterdiği hastaların, tozlu ya da zararlı gazlara açık bir ortamda çalışıyorlarsa, meslek değiştirmeleri gerekebilir.Kronik bronşitin ilerlemesine ya da giderek kötüleşmesine neden olan enfeksiyonlar da önemlidir. Enfeksiyon etkeni olan bakteri ve virüslerin solunum yollarına girişi engellenemez; ama kış aylarında görülen salgın hastalıklarda bulaşmaya karşı genel önlemler alınabilir. Öte yandan mikropların gelişmesine uygun bir ortamın oluşması da engellenebilir.Kış aylarında yaygın olarak görülen akut bronşit olgularında yatakta dinlenmeye özen gösterilmeli, iyileşme dönemi evde geçirilmelidir. Böylece hem soğuktan ve ani sıcaklık değişimlerinden korunma sağlanır, hem de solunum yolları için son derece zararlı olan sis ve kirli dumanın solunması önlenir. Aşırıya kaçmamak koşuluyla hastanın bulunduğu ortam iyi ısıtılmalı, nem oranı yeterli olmalıdır. Bu nedenle radyatör ya da sobaların üstünde su bulundurulmalıdır.Kronik bronşitli hastaların tedavisinde kullanılan ilaçlar hastanın ve hastalığın durumuna göre seçilir. Her şeyden önce balgamın akışkanlığım artırıcı ve yoğunluğunu azaltıcı ilaçlar kullanılır. Bronş mukozasındaki iltihap için iltihap giderici ilaçlara başvurulur. Ayrıca hem bronşit sonucu gelişen daralmayı önlemek, hem de salgılanan balgamın daha kolay atılabilmesini sağlamak için bronş genişletici ilaçlar kullanılmalıdır. Doğrudan solunum yoluna uygulanan ilaçlar ve solunum alıştırmaları kronik bronşitte çok yararlı olmaktadır. Solunum tedavisi uygun bir alet ile çeşitli ilaçların aerosol olarak püskürtülmesi biçiminde uygulanır. Bu yöntemle antibiyotik, balgam söktürücü, bronş genişletici ve iltihap giderici ilaçlar verilebilir. İlacın doğrudan solunum yoluna verilmesi, sindirim sisteminden ve kandan geçerek zararlı etkiler yaratmasını engeller. Bu yöntemle ilaç, etkilenmesi istenen dokuya doğrudan ulaştırılabilir.Solunum alıştırmalarının tedaviden çok, koruyucu etkileri vardır. Bu yolla hastaya nasıl daha iyi soluk alıp verebileceği öğretilir.Antibiyotik tedavisi yıllarca son derece gelişi güzel uygulanmıştır.Antibiyotik tedavisi yalnızca ateş, öksürük ve aşırı balgam çıkarma gibi enfeksiyon belirtilerinin alevlendiği durumlarda uygulanır. Bu uygulama için sorumlu bakterileri ve doğru antibiyotiği saptamak amacıyla balgam kültürü alınmalı, antibiyogram yapılmalıdır. Böylece hastalık etkenine karşı etkili olan antibiyotik belirlenebilir.

Kronik bronşit belirtileri

Kronik bronşit sessiz başlayıp yavaş bir ilerleme göstererek yıllar boyu süren ve sonunda ağır solunum yetmezliğine yol açan bir hastalıktır, iki yıldan uzun bir süre zaman zaman yinelemelerle aylarca süren öksürük ve balgam yakınmaları olan bir hastaya, verem gibi aynı belirtileri veren başka bir hastalık olasılığı elendikten sonra kronik bronşit tanışı konabilir.NedenleriKronik bronşitin nedenleri tam ve açık biçimde ortaya konamamıştır. Doğrudan hastalık nedeni değilse de hazırlayıcı üç önemli etken olarak sigara dumanı, hava kirliliği ve solunum yolları enfeksiyonları gösterilebilir. Bu etkenler yalnız kronik bronşite değil, yatkınlığı olan kişilerde başka koşullarla birleşerek solunum yolu hastalıklarına da yol açmaktadır. Doğumdan başlayarak var olan kişisel yatkınlığın pek önemli olmadığı, hastalığın gelişmesinde kötü sağlık koşullannın ve kötü alışkanlıkların belirleyici olduğu kabul edilmektedir.Sigara dumanı ve hava kirliliği bronş ağacında mukus yapımım artıran en önemli etkenlerdir. Bunlara bir enfeksiyonun da eklenmesiyle bronş mu-kozasının hastalanması kolaylaşır.Hava kirliliğine yol açan gaz ve tozların özellikle sanayi bölgelerinde oldukça belirleyici etkisi vardır. Amonyak, aseton, asetik asit, hidroklorik asit, hidroflüorik asit, metal buharları, hidrojen sülfür ve kükürt dioksit son derece zararlıdır.Hava kirliliğinin önemini belirleme-ye yönelik istatistik incelemeler, kronik bronşit olgulannın ve bu hastalıktan ölüm oranının artışı ile mevsimlik sis yoğunluğunun özellikle de havadaki kükürt dioksit ve sisle karışık duman (smog) yoğunluğunun artışı arasında çok yakın bir ilişki olduğunu göstermiştir.Hastalığın en önemli belirtisi kuru ya da balgamlı öksürüktür. Ama balgam yutağa gelince dışarı atılmak yerine yutulabilir. Ateş genellikle hafiftir. Solunum zorlaşmıştır ve solunum sorunları ön plandadır. Nefes darlığı, fiziksel güç harcama durumunda hastanın hareketlerim kısıtlayacak ölçüde artabilir. Nefes darlığının nedenim anlamak için kronik bronşite bağlı olarak akciğerlerde ortaya çıkan değişiklikleri bilmek gerekir. Bronşların hava geçişini sağlayan iç boşluğu, bir yandan eksüda ve mukoza salgısının artarak birikmesi, öte yandan bronş duvarının damarlardan sızan sıvı nedeniyle şişerek kalınlaşması sonucunda önemli ölçüde daralmıştır. Hastalık sırasında bronş duvarındaki esnek liflerin yerini sert bağdoku lifleri alır. Bu nedenle esnekliği azalan bronşlar solunum sırasında yeterince genişleyemez. Bütün bu değişiklikler solunum hareketlerine karşı direnen bir güç oluşturur. Akciğerlere giren hava akımı aşın ölçüde sınırlanır ve ancak dinlenme sırasındaki gereksinimi karşılayabilir.Vücudun oksijen gereksinimini artıran kas hareketleri sırasında bütün dengeler altüst olur. Nefes darlığı, yani son derece zorlukla sürdürülen yetersiz solunum gözlenir. Hasta dinlenmek zorunda kalır. Nefes darlığı nedeniyle karşılanamayan hızlı soluma gereksinimi, akciğerlerin daha çok kanı oksijenlendirebilmek için daha hızlı çalışmak zorunda kalmasının sonucudur. Fiziksel güç harcandığında dokularda oksijen gereksinimi ve karbon dioksit üretimi artar. Bronşitli hastanın akciğerleri, kana yeterli oksijen sağlayabilecek durumda değildir. Sonuçta dolaşımdaki kanda oksijen miktarı azalır. Oksijen açığım kapatmak için solunum hareketleri daha sık ve derindir. Hasta sıkıntıyla hava gereksinimi duyar, yani nefes darlığından yakınır.

Kronik bronşit nedenleri

Kronik bronşitin nedenleri tam ve açık biçimde ortaya konamamıştır. Doğrudan hastalık nedeni değilse de hazırlayıcı üç önemli etken olarak sigara dumanı, hava kirliliği ve solunum yolları enfeksiyonları gösterilebilir. Bu etkenler yalnız kronik bronşite değil, yatkınlığı olan kişilerde başka koşullarla birleşerek solunum yolu hastalıklarına da yol açmaktadır. Doğumdan başlayarak var olan kişisel yatkınlığın pek önemli olmadığı, hastalığın gelişmesinde kötü sağlık koşullarının ve kötü alışkanlıkların belirleyici olduğu kabul edilmektedir.Sigara dumanı ve hava kirliliği bronş ağacında mukus yapımım artıran en önemli etkenlerdir. Bunlara bir enfeksiyonun da eklenmesiyle bronş mukozasının hastalanması kolaylaşır. Hava kirliliğine yol açan gaz ve tozların özellikle sanayi bölgelerinde oldukça belirleyici etkisi vardır. Amonyak, aseton, asetik asit, hidroklorik asit, hidroflüorik asit, :-):-):-):-)l buharları, hidrojen sülfür ve kükürt dioksit son derece zararlıdır. Hava kirliliğinin önemini belirlemeye yönelik istatistik incelemeler, kronik bronşit olgulannın ve bu hastalıktan ölüm oranının artışı ile mevsimlik sis yoğunluğunun özellikle de havadaki kükürt dioksit ve sisle karışık duman (smog) yoğunluğunun artışı arasında çok yakın bir ilişki olduğunu göstermiştir

Kronik bronşit nedir?

Kronik bronşit sessiz başlayıp yavaş bir ilerleme göstererek yıllar boyu süren ve sonunda ağır solunum yetmezliğine yol açan bir hastalıktır, iki yıldan uzun bir süre zaman zaman yinelemelerle aylarca süren öksürük ve balgam yakınmaları olan bir hastaya, verem gibi aynı belirtileri veren başka bir hastalık olasılığı elendikten sonra kronik bronşit tanışı konabilir.

Bronşit tedavisi

Her bronşitin tedavisinde antibiyotik kullanılmasına gerek duyulmuyor. Öksürük yakınmasına karşı öksürük kesici ilaçlar veriliyor. Ancak balgamla seyreden bronşitte genellikle antibiyotikten yararlanılıyor. Yüksek ateş ve ağrısı olan hastalarda tedaviye ağrı kesici ekleniyor. Su, ıhlamur çayı veya meyve suları gibi bol bol sıvı tüketilmesi de bronşların nemlenmesinde oldukça yarar sağlıyor. Akut bronşitin tedavisi ortalama 10 gün sürüyor. Ancak yorgunluk, sigara tüketimine devam etme, yetersiz beslenme ve tedavi olmama hastalığın ilerleyerek akciğer iltihabına dönüşmesine yol açıyor. Bu nedenle hastanın mutlaka tedavi olması ve vücudunun yeniden direncine kavuşması için mutlaka bir hafta dinlenmesi gerekiyor. ve burun yoluyla aldığımız temiz hava, yutak ve gırtlak­tan geçerek soluk borusuna ulaşır. Soluk borusu iki ana kola, ay­rılır. Bu kollar da kendi aralarında daha küçük kollara ayrılarak akciğerlere bağlanırlar. Soluk borusunun büyük kollarına "bronş", daha küçük kollarına ise "bronşiyol" adı verilir.Akciğerlere giriş yapan bronşiyollerin sonu kesecikler şeklinde olup gaz alış verişi bu keseciklerde gerçekleşir.Keseciklerin iç du­varı kılcal kan damarları ile donatılmıştır. Kan hücrelerine oksi­jen yükleme ve karbondioksit alma bu kılcal damarların bronşiyol keselerine açılan yüzünde (alveol) meydana gelir.Bronşit:Bronşların herhangi bir sebeple iltihaplanması olayına "Bron­şit" adı verilir. Akut ve kronik olmak üzere iki şekli vardır.Akut Bronşit:Daha çok sonbahar ve kış aylarında bulaşıcı hastahklarla birlikte görülür. Tifo, kızamık, boğmaca virüsleri bronşlara kadar yayılarak iltihaplanmaya sebep olurlar.Belirtileri:• Ateş, öksürük ve vücutta kırıkhk ilk belirtilerdendir.• Başta kuru olan öksürük, hastahk ilerledikçe balgamlı öksü­rüğe dönüşür.• Boğazda yanma, ağrı ve ses kısıklığı görülebilir. Tedavi:• Ateşin düşmesi ve öksürüğün önlenmesi için ilâç verilir.• Eğer bronşite bir akciğer hastalığı da eşlik etmiyorsa yatak dinlenmesi ve bol ıhlamur çayı içilmesi hastalığı atlatmaya kâfi gelecektir. Ihlamur suyu iyi bir balgam söktürücüdür.• Hastanın yattığı oda sıcak ve nemli olmalıdır. Nem, sobanın üzerine konan bir çaydanlığın ağzı açık bırakılarak (buharla) te­min edilebilir. Buğuseptiklerin buharı teneffüs edildiği zaman ol­dukça faydası görülecektir

akut bronşit belirtileri

*Burun akıntısı,
*Fenalık hissi,
*Titreme,
*Hafif ateş,
*Kas ağrısı,
*Boğaz ağrısı,
*Başlangıçta kuru öksürük,
*Daha sonraları balgam çıkarma.
* Ateş, öksürük ve vücutta kırıklık ilk belirtilerdendir.
* Başta kuru olan öksürük, hastalık ilerledikçe balgamlı öksürüğe dönüşür.
* Boğazda yanma, ağrı ve ses kısıklığı görülebilir.Tedavi:
* Ateşin düşmesi ve öksürüğün önlenmesi için ilaç verilir.
* Eğer bronşite bir akciğer hastalığı da eşlik etmiyorsa yatak dinlenmesi ve bol ıhlamur çayı içilmesi hastalığı atlatmaya kafi gelecektir. Ihlamur suyu iyi bir balgam söktürücüdür.
* Hastanın yattığı oda sıcak ve nemli olmalıdır. Nem, sobanın üzerine konan bir çaydanlığın ağzı açık bırakılarak (buharla) temin edilebilir. Buğuseptiklerin buharı teneffüs edildiği zaman oldukça faydası görülecektir.Kronik Bronşit: Kış aylarında üç aydan fazla süren veya iki kış üst üste görülen bronşit kronik sayılır. Kronik bronşit balgamlı olup daha çok sigara içenlerde ve kirli şehir havası teneffüs edenlerde görülür.Belirtileri:
* Solunum güçlüğü ve sesli soluk alıp verme en tipik belirtisidir.
* Geceleri artan öksürükler, hastayı çok rahatsız eder. Ancak balgam söküldükten sonra rahat edebilir.
Özellikle soğuk algınlığı sonrasında öksürükle birlikte hafif ateş (37,5°C- 38,5°C ) görülür.Soluk borusu ve bronşlarda gelişen iltihap göğsün orta bölümünde, göğüs kemiğinin arkasın-da, öksürüğün artırdığı bir ağrıyla birlikte ortaya çıkar. Bazen daha hafif olan ağrılar bütün göğse yayılabilir; solunum kaslarının zorlanmasıyla solunum sıklaşır ve öksürük inatçı bir hal alır.(işte bunu iyi tanıyorum) Bronş iltihabının en önemli belirtisi olan öksürük bronşlardaki savunma mekanizmasının bir göstergesidir. Olağan koşullarda da, bronş duvarlarım uyaran herhangi bir etkene karşı şiddetli bir öksürük yanıtı görülebilir ve uyarıcı etken dışarı atılmaya çalışılır. Ama bronşitte bronş mukozası iltihaplanarak örselenmiştir. Bu durumda bronş duvarındaki mukus salgısı büyük ölçüde artar, damarlarda toplanan aşırı miktardaki kanın sıvı bölümü bronş boşluğuna sızar, eksüda denen bu sızıntının artması bronşları yabancı madde etkisi yaparak uyarır.Hastalığın en önemli ikinci belirtisi olan balgam çıkarma, damar dışına sıvı sızması ve mukus salgısının artmasının sonucudur. Başlangıçta az çıkarılan ve koyu kıvamlı olan balgam, hastalık ilerledikçe daha akışkan ve boldur. Bazen günde yarım litre, daha seyrek olarak da bir litre kadar balgam çıkarılabilir.

akut bronşit nedenleri

Akut bronşit sıklıkla bronş ağacına ulaşan, virüs denen mikroorganizmalarla oluşur. Boğaz ve burunda nezle ve iltihap yapan virüsler, akut bronşit de yaparlar. Virüsler bronş ağacının duvarlarına saldırır ve zedelerler. Vücudumuz bu saldırganlara karşı kendini savunur ve bu nedenle bronşlarda şişme ve balgam oluşur. Bedeniniz bu savunma sonucunda saldırgan virüsleri öldürse de, kendini toparlaması ve onarması için zamana gereksinim duyar. Bu sırada öksürmeye ve balgam çıkarmaya devam edersiniz. Bronş ağacına zarar verebilecek sigara gibi herhangi bir etmen, bronşların iyileşme süresini uzatabilir. enfeksiyonu sırasında çok sık gelişen bir komplikasyondur. Boğmaca ve kızamık sırasında da soluk borusu ve bronş enfeksiyonlarına sık rastlanır.Özellikle gençlerde görülen akut bronşitlerde, başlıca etken bakterilerden çok virüslerdir. Ama bakteriler de akut bronşit etkeni olabilir. Bakteriler bronş-lara hava ya da kan yoluyla ulaşabileceği gibi, solunum yolu mukozasında saprofit olarak da, yani normal koşullarda bir hastalığa yol açmadan bulunabilir. Herhangi bir nedenle organizmanın direnci zayıflar ve savunma sistemi etkisiz kalırsa, enfeksiyona yol açabilen saprofit bakteriler de bronşit etkenine dönüşebilir.Fizikokimyasal etkenler içinde genellikle gaz halinde havada asılı olarak bulunan ve bronş mukozasına zarar veren birçok madde yer alır. Fabrika ve ev bacaları ile taşıtların egzos borularından çıkan dumanlar ve solunum yollarında iltihaba yol açtığı kesinlikle bilinen sigara dumanı bunların basında gelir.

akut bronşit nedir?

Akut bronşit sıradan bir hastalık olarak kabul edilir ve soğuk algınlığının ardından gelişir. Çok yaygındır. Hastalık etkeni genellikle üst solunum yollarında önceden bulunan ve sık rastlanan virüslerdir. Başlangıçtaki virüs enfeksiyonuna daha sonra eklenen bakteri enfeksiyonu bile fazla önemli değildir. Gelişen bu komplikasyon yaygın kullanılan birkaç antibiyotikle kolayca denetim altına alınabilir.Akut bronşit akciğerlere hava akımını sağlayan bronş ağacının bulaşıcı hastalığıdır. Bronşlar hastalandığında şişerler ve balgam salgılarlar. Balgam, öksürdüğünüzde ağzınıza gelen salgıdır. Bronşların şişmesi solunumunuzu zorlaştırır ve soluduğunuzda hışırtıya neden olur.

Çocuklarda bronşit

Bronşit ciğerlerin bronşlarını, bronşiolit ise; bronşiyolleri tutuyor. Bronşiolit, akciğerlerin küçük hava yollarında tıkanıklığa neden olabilen iltihabi bir durum. Genellikle bir aydan büyük ve iki yaştan küçük çocuklarda, en sık olarak da altı aylık bebeklerde rastlanır. Akut bronşit ise, akciğerdeki büyük hava yollarının iltihabi durumudur. Biraz daha büyük çocuklarda gribal bir üst solunum yolu enfeksiyonunu izleyerek gelişir. Bronşiolitlerde ailede geçirilmiş gribal bir enfeksiyon hikayesi (yüzde 90) olabilir. Hafif üst solunum yolu enfeksiyonu belirtileri (hapşırma, burun akıntısı, öksürük), 38 derece civarında ateş, iştah kaybı, solunum zorluğu belirtileri (aralıklı sesli öksürük, nefes almada zorluk, hassasiyet), beslenme güçlüğü görülebilir. Akut bronşit ise çoğu kez, nezleden üç-dört gün sonra kuru, kısa süreli, balgamsız ve giderek artan, bazen de nöbetler şeklinde olabilen öksürükle başlar. Göğüs ağrısı ve 38 dereceyi aşmayan bir ateş olabilir. Bronşiolit, kış ve ilkbaharın ilk aylarında, bazen salgınlar şeklinde görülebilir. Hastaların yüzde 90'ının ailesinde gribal bir enfeksiyon hikâyesi mevcuttur. Hastaların yüzde 50'sinde etken RSV yani Respiratuar Sinsityal Virüs'tür. Bunun yanı sıra; soğuk, nem, ani ısı değişiklikleri ve özellikle sisli, kirli hava, ev tozları, çiçek tozları ve çeşitli polenler hazırlayıcı etkenler arasındadır. İki aylıktan küçük çocuklar; morarma, solunum durması bulguları, solunum sayısının dakikada 60'ın üzerinde olması, kanda oksijen değerlerinin düşmesi, karbondioksit değerlerinin yükselmesi durumunda hastaneye yatırılır. Amaç; oksijen alımını sağlamak için nemli oksijen tedavisi, balgamı yumuşatıp öksürük ile atılımı kolaylaştırmak için nebulazatör ile bronş genişletici ilaçlar, balgam söktürücü ilaçlar ve sıvı kaybı oluşmuşsa sıvı tedavisidir. Normalde antibiyotik tedavisi gerekmez. Ancak akciğer filminde iltihabi alanlar mevcutsa ve ateş yükselmiş, kanda iltihabı hücreler artmışsa, antibiyotikler kullanılabilir. Ağır vakalarda bronşlardaki ödemi azaltıcı etkisinden dolayı steroidler kullanılabilir.

Bronşit nedir?

Bronşit, büyük bronşları, yani soluk borusundan dallanarak akciğerlere yayılan hava borularını örten mukoza dokusunun akut ya da kronik iltihabıdır. İltihap bronşiyol denen küçük bronşlarda oluşursa bronşiolit adıyla anılır.Ağız ve burun yoluyla aldığımız temiz hava, yutak ve gırtlaktan geçerek soluk borusuna ulaşır. Soluk borusu iki ana kolaayrılır. Bu kollar da kendi aralarında daha küçük kollara ayrılarak akciğerlere bağlanırlar. Soluk borusunun büyük kollarına "bronş", daha küçük kollarına ise "bronşiyol" adı verilir.Akciğerlere giriş yapan bronşiyollerin sonu kesecikler şeklinde olup gaz alış verişi bu keseciklerde gerçekleşir. Keseciklerin içduvarı kılcal kan damarları ile donatılmıştır. Kan hücrelerine oksijen yükleme ve karbondioksit alma bu kılcal damarların bronşiyol keselerine açılan yüzünde (alveol) meydana gelir.Bronşit:Bronşların herhangi bir sebeple iltihaplanması olayına"Bronşit" adı verilir. Akut ve kronik olmak üzere iki şekli vardır.Akut Bronşit: Daha çok sonbahar ve kış aylarında bulaşıcı hastalıklarla birlikte görülür. Tifo, kızamık, boğmaca virüsleri bronşlara kadar yayılarak iltihaplanmaya sebep olurlar.Belirtileri:Ateş, öksürük ve vücutta kırıklık ilk belirtilerdendir.Başta kuru olan öksürük, hastalık ilerledikçe balgamlı öksürüğe dönüşür.Boğazda yanma, ağrı ve ses kısıklığı görülebilir.Ağız ve burun yoluyla aldığımız temiz hava, yutak ve gırtlaktan geçerek soluk borusuna ulaşır. Soluk borusu iki ana kola ayrılır. Bu kollar da kendi aralarında daha küçük kollara ayrılarak akciğerlere bağlanırlar. Soluk borusunun büyük kollarına "bronş", daha küçük kollarına ise "bronşiyol" adı verilir.Akciğerlere giriş yapan bronşiyollerin sonu kesecikler şeklinde olup gaz alış verişi bu keseciklerde gerçekleşir. Keseciklerin iç duvarı kılcal kan damarları ile donatılmıştır. Kan hücrelerine oksijen yükleme ve karbondioksit alma bu kılcal damarların bronşiyol keselerine açılan yüzünde (alveol) meydana gelirBronşların herhangi bir sebeple iltihaplanması olayına "Bronşit" adı verilir. Akut ve kronik olmak üzere iki şekli vardır.Akut Bronşit: Daha çok sonbahar ve kış aylarında bulaşıcı hastalıklarla birlikte görülür. Tifo, kızamık, boğmaca virüsleri bronşlara kadar yayılarak iltihaplanmaya sebep olurlar.